İstanbul Havalimanı metrosu açıldı! 1 ay ücretsiz olacak...

Kağıthane - İstanbul Havalimanı arasındaki 34 kilometre uzunluğundaki 8 istasyonlu metro hattının günde 800 bin yolcu kapasiteli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Metro hattımızı söz verdiğimiz şekilde İstanbul’un hizmetine biran önce sunabilmek için aynı anda 10 tünel delme makinesi birden kullandık. Kendi içinde pek çok rekora imza atılan metromuzun inşaat süreci yerli ve milli mühendislik başarıları ile dopdolu, gurur verici bir eserin ülkemize kazandırılması hikayesidir. TRT’mizin belgeselleştirdiği bu hikayeyi akşam ekranlardan seyredebilirsiniz. Bundan 3 yıl önce ilk kaynak törenine, 1.5 yıl önce ilk test sürüşüne şahitlik ettiğimiz metromuzu bugün hizmete veriyoruz. Hizmete aldığımız metro hattımızı Kağıthane’de Mahmutbey metrosu ile entegre ediyoruz. Birkaç ay içinde bu hattı Zincirlikuyu metrobüs durağı ile de birleştireceğiz. Bu metronun sinyalizasyon sistemini TÜBİTAK işbirliği ile Aselsan gerçekleştirdi. Metro’da çalışacak yerli tasarım ve üretim araçları da yine yerli batarya ile görev yapacak. Türkiye bu proje ile metro hattı inşasındaki gücünü ve kabiliyetini tüm dünyaya ispatlamıştır. Aynı şekilde İstanbul Havalimanı’ndan başlayıp Arnavutköy’den Halkalı’ya gidecek metro hattı çalışmaları süratle devam ediyor. Bakırköy - Bağcılar, Başakşehir - Kayaşehir, Kazlıçeşme-Sirkeci, Altunizade -Bosna Bulvarı hatlarında çalışmalarımız sürüyor. Bu projeleri tamamladığımızda İstanbul raylı sistem ağını 380 kilometre üzerine çıkarmış olacağız” şeklinde konuştu. “Kağıthane’ye ‘Kağıttepe’ diyenlerden fazla bir şey beklemiyoruz” İstanbul’da ilk metronun işletmeye açıldığı 1989 yılından sonra en büyük projelerin AK Parti döneminde hayata geçirildiğinin altını çizen Erdoğan, “Son yıllarda devreye giren metro hatlarının da neredeyse tamamı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızca inşa edilen projelerdir. Halen çoğunluğu yine bakanlığımız tarafından yürütülen projeleri ile İstanbul dünyada en fazla raylı sistem inşası yapılan şehirler arasında ilk sırada bulunuyor. Rahmetli Kadir Topbaş’ın metro hatlarının hızlandırılması ve yaygınlaştırılması konusundaki gayretlerini asla unutamayız. Hatta 2017’de hizmete giren Üsküdar-Çekmeköy sürücüsüz metro hattı bu alanda Avrupa’nın en büyük, dünyanın üçüncü büyük kapasiteli projesi seçilmişti. İstanbul’da bunun gibi on ayrı sürücüsüz metro hattı bulunuyor. Gerçi ülkemizde siyaset yapan birilerinin ne İstanbul’dan, ne İstanbul’un sahip olduğu altyapıdan, ne de teknolojinin geldiği seviyeden haberleri var. Kağıthane’ye ‘Kağıttepe’ diyenlerden, Paris’i bildikleri kadar İstanbul’u bilmeyenlerden fazla bir şey de beklemiyoruz. Bunlar Türkiye’yi de İstanbul’u da tanımıyorlar bilmiyorlar. Kendi ülkelerinde adeta yabancı bir turist gibi yaşıyorlar. Ama onların bu cehaleti hakikatleri ortadan kaldırmıyor. Onların bu trajikomik halleri bizi asla rehavete sevk etmiyor. Biz onlara rağmen İstanbul’un trafik sorununu raylı sistemlerle çözme sözümüzü yerine getiriyoruz” diye konuştu. İstanbul’u kimsenin insafına bırakamayız” İstanbul’un hak ettiği seviyeye yükselmesi için Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde gece gündüz çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimin sorumluluğunda olmadan bu şehrin her meselesi ile yakından ilgilendik. Milli iradenin üstünlüğüne olan saygımız gereği hangi belediyenin kimde olduğuna bakmadan şehrin tamamına hizmet verecek eserleri hayata geçirdik. İstanbul konumu ve sahip olduğu potansiyeli ile Türkiye’nin en kıymetli hazinesi, en bereketli kaynağı, en dinamik şehridir. Ülkenin ortak değeri olan bu şehri her türlü mülahazanın ötesinde söylüyorum kimsenin insafına bırakamayız. Bunun için hükümetlerimiz döneminde önemli projelerimizin merkezine hep İstanbul’u yerleştirdik. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan tarıma bütün adımları attık. İstanbul’u Türkiye yüzyılına hazırlayacak yatırımlar yaptık. Deprem başta olmak üzere tüm afetlere hazırlık için adımlar attık. Kentsel dönüşüm çalışmaları ile hem İstanbullunun haklarını gözetecek, hem şehrin geleceğini inşa edecek projeler yürüttük. Raylı sistem öncelikli ulaşım projeleri ile şehri kilitlenip kalmaktan kurtardık. Kuzyem Marmara Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile, diğer yandan İstanbul - İzmir otoyolu ve Osmangazi köprüsü ile şehre yeni nefes kanalları açtık. Durmadık. Çalıştık. Asrın projesi olan Marmaray ve Avrasya tüneli ile başlattığımız ulaşım atılımlarını kesintisiz sürdürdük. Bunlar boğazın altından Marmaray’ı geçirebilirler miydi ya. Bir tanesi ne diyor ‘A bunda diyor sürücü yok mu’. 10 adet sürücüsüz metro adımını biz attık. Ama bunların haberi yok. Ne diyor birisi de bunları diyor galiba Paris’te falan yapmışlar diyor. İstanbul ile Paris’in mukayesesini yapıyor. Paris’te metroda damdan sular akıyor sular. Bizimkiler pırıl pırıl tertemiz” açıklamalarında bulundu. "Bunlara bol bol fırın ekmek yedirmek lazım" Hayata geçirilen her çalışmanın şehrin geleceği göz önüne alınarak planlandığını belirten Erdoğan, “Havalimanının Yeşilköy’den bugün bulunduğu yere taşınması da bu kapsamda attığımız adımlardan biridir. Devletimizin kasasından bir kuruş çıkmadan yapılan İstanbul Havalimanı bugün Avrupa’nın en yoğun, dünyanın en iyi havalimanları arasında ilk sırada yer alıyor. Bay Kemal ne diyor. ‘Bize bir kuruşsuz yaptığınız bu yatırımları anlatın’ diyor. Neyi anlatacağım. Kamu özel işbirliği yatırımlarıdır bunlar. Milli bütçeden bir kuruş vermeden bu yatırımları yaptık, yapıyoruz, yapacağız. İGA’yı böyle yaptık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü böyle yaptık. Osmangazi Köprüsü’nü böyle yaptık. Ama siz bunları öğrenene kadar çok zamanlar geçecek. Bunlara bol bol fırın ekmek yedirmek lazım. Açılışını yaptığımız metro hattı ile havalimanına hızlı ve kolay ulaşım ihtiyacını karşılıyoruz. Hala inşası süren metro hatlarını devreye aldığımız zaman İstanbul’un raylı sistemlerle ulaşılamayan hiçbir köşesi kalmayacak. Böylece İstanbul büyüklüğündeki dünya şehrinin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip bir eksiğini daha gidermiş oluyoruz. Dünyanın turizm, ulaşım, finans, kültür, sanat, spor, eğitim, sağlık merkezi olma yolunda hızla ilerleyen İstanbul için aşkla çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "Kanalistanbul projesini inşallah hayata geçireceğiz" Kanalistanbul projesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi: “İnşallah Kanalistanbul projesiyle şehrimize yeni bir soluk borusu daha açarak hem boğazın yükünü hafifletecek, hem İstanbul’un marka değerini yükselteceğiz. Şimdiden altyapısını oluşturmaya başladığımız bu projeyi er geç ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Belediye Başkanlığı görevine geldiğimiz 1994 yılından beri bu şehir için attığımız her adıma yapılan itirazları hatırlayın. Eğer biz bunlara kulak vermiş olasıydık bugün İstanbul Marmaray’sız, Avrasya’sız, Yavuz Sulan Selim’siz, Osman Gazi’siz, metrosuz, yolsuz susuz bir şehir olarak kalacaktı. Her ney yaptıysak İstanbul’u çirkin binalara ve yetersiz altyapıya mahkum etmek isteyenlere rağmen yaptık. Kanalistanbul’u da inşallah bu şekilde hayata geçireceğiz” dedi. “Önünden arkasından dolanarak milli iradeyi devre dışı bırakmaya niyetlenenleri hüsrana uğrattık” Türkiye Yüzyılı vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yirmi yılda ülkemizin diğer 80 vilayeti ile birlikte İstanbul’a kazandırdığımız her eseri Türkiye Yüzyılı’nın önsözü, girizgahı, altyapısı olarak görüyoruz. Bu güçlü altyapının üzerinde Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını Türkiye Yüzyılı haline dönüştürmek istiyoruz. Ülkemizin son bir asrında yeni devletimizi kurma yanında ciddi iniş çıkışlar da yaşadık. Engellere rağmen yolumuza devam ettik. Darbelerin, vesayetin, terörün, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal gerilimlerin ve çatışmaların hiçbirinin kendi tabii mecrasında ortaya çıkmadığına inanıyoruz. Bunların her biri ülkemizin kalkınmasını, büyümesini durdurmak, en azından yavaşlatmak için hazırlan senaryoların birer paçasıydı. Maalesef her dönem ülkemiz içinde birileri de bu senaryolara gönüllü şekilde veya farkında olmadan alet edilmiştir. Milletimizin iradesini temsil görevi verdiği siyasetçilerin çoğu da kimi korkusundan, kimi çıkar ortaklığından, kimi kifayetsizliğinden bu gidişe dur diyememiştir. Rahmetli Menderes’in 1950‘de ‘yeter söz milletindir’ diyerek başlattığı demokrasi devrimini tarihimizde ayrı bir yeri vardır. Her ne kadar sonu idame sehpasına çıkmış olsa da milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı bu haykırış, daha sonra pek çok insana da ilham ve cesaret vermiştir. Biz de 20 yıl önce ülkeyi yönetme sorumluğunu devraldığımızda ‘yeter söz de karar da milletindir’ diyerek bu kutlu adımı bir üst basamağa çıkardık. Şimdi ülkemiz yeni bir seçimin eşiğinde. Bilhassa son on yılda yaşadıklarımızı şöyle bir gözünüzün önünden geçirin. Gezi olaylarından çukur eylemlerine, darbe girişimlerinden terör saldırılarına kadar sayısız imtihandan geçtik. Yeni yönetim sistemine geçtiğim ayın hemen ertesinden başlayarak ekonomimiz mahvetme yolunda birçok adımlar attılar ama bunu da başaramadılar. Başarmayacaklar. İşte şu anda İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın hali ortada. Elhamdülillah bizim halimiz de ortada. Bu imtihanların hepsinin de üstesinden Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile gelmeyi başardık. Milletimizin birliğine beraberliğine, kardeşliğine halel getirmek isteyenlere izin vermedik. Vatanımızın bütünlüğüne göz dikeneler dünyaya dar ettik. Önünden arkasından dolanarak milli iradeyi devre dışı bırakmaya niyetlenenleri hüsrana uğrattık.”