AKDENİZ GAZETESİ ve M.ALİ ÇELİK

10 Şubat 1994’te; “NEDEN ÇIKIYORUZ?” başlığı ile yayın hayatına başlayan Akdeniz Gazetesinin aradan geçen 30 yıla yakın bir zaman içinde nelerle karşılaştığını bilmeniz asla mümkün değildir. O tarihte bir siyasal partinin il başkanı olmam nedeniyle gazetenin Künyesine sahibi olarak İsmail Rüştü Çelik’i yazmıştım. Kendimide muhabir . . . Zaman içinde başkanlığını yaptığım partinin (IDP=Millet Partisi) il başkanlığını bıraktım. İsmail Rüştü Çelik’te DYP Isparta il başkanı oldu . Ben kuruluşta Akdeniz Gazetesinin bir partinin basın organı algısının önüne geçmek için böyle düşünmüştüm. Aynı şekilde İ.R.Ç’ de DYP il başkanı olunca bu partinin sözcüsü gibi bir gazete algısının önüne geçmek için Künyede değişiklik yapmak istedim. Ama ne yazıkki İ.R.Ç; ”Abi böyle kalsın. Herkes beni Akdeniz Gazetesinin sahibi olarak görmeye başladı. DYP İL Başkanı olunca Künyede senin istediğin gibi bir değişiklik yaparsak benim etkinliğim gümleyebilir” dedi.  Ben çok hevesli ve istekli bu talep karşısında İ.R.Ç’yi kırmadım. Künyede adının yine Akdeniz Gazetesini Çelik Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. şti. adına sahibi olarak devamını sağladım. Oysa Çelik Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. iki ortağı olarak İ.R.Ç’ye kendimle eş değerde( hiç sermaye koymadığı halde) bir kıymet vermiştim. İnsanoğlu hain ve nankördür derler. İ.R.Ç’de sahibi ve öz evladım gibi herşeyi ile kendime ait olan bir gazeteyi (Akdeniz) benim adımın geçmediği bir şirkete hem satıcı ve hem de alıcı olarak 500 liraya devretti. O tarihte Tarkan Çetin Isparta Gazeteciler Cemiyeti Başkanı idi. Ben Tarkan Çetin’den Akdeniz Gazetesinin o günkü asgari değerinin ne olup olmadığını sordum. Verilen cevapta, 195.000 tl’den aşağı satılamayacağını şahsıma rapor halinde bildirdi. 395’de 1 (bir) fiyatla benden kaçırılan ve gasp edilen Akdeniz Gazetesi ihaneti karşısında tazminat davası açmayı bile kendime zül kabul ettim. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davayı yalancı şahitler  ve Yargıtay'daki Fetöcü hakimlerle kaybettim. Ama aynı gazete müracaatım üzerine 595 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile Pensilvanya vd. kaynaklı sebeplerden dolayı kapatılıyordu. Akdeniz Gazetesinin kapatılması için hiçbir geri adım atmadım. Zira kendi ellerim ve imkanlarımla kurduğum bir gazeteyi kapattıracağımı hayal bile etsem aklımdan hiç geçmezdi. Ne yazık ki, Akdeniz Gazetesi kapalı olduğu süre içinde öksüz bir çocuk gibi sahipsiz kalması, söz sahibi olanların özde hiçbir bağlantısı olmaması nedeniyle yani çaba içine girmiş olmamaları, çabalarımla büyüttüğüm ve Isparta’nın açık ara bir numaralı gazetesi haline getirdiğim bu varlığa” Fetö zihniyeti hariç” adına sahip çıkma kararı aldım. AKDENİZ GAZETESİ YAŞAMALIDIR İçimde büyük bir ukde olarak yaşattığım Akdeniz Gazetesinin tekrar yaşaması ve tüm ilkeleriyle varlığına devam etmesi için önce Akdeniz Gazetesi adının tescilini yaptırmam gerekiyordu. Bende öyle yaptım ve Akdeniz Gazetesini üzerime tescil ettirdim. Bundan sonra ise;” Yiğit düştüğü yada düşürüldüğü yerden kalkmasını bilen insandır” düsturuyla yoluma devam etmek için dostlarımın hem dua ve hem de destekleriyle hayırlı bir yola çıktım. Tarih vermemekle birlikte önümüzdeki günlerde inşaallah sizlerle sürprizlerimi paylaşmak istiyorum.   Mehmet Ali ÇELİK Küresel Akdeniz İmtiyaz Sahibi