MÜFTÜ ÜZERİNDEN DİN DÜŞMANLIĞI YAPANLARA

Değerli dostlar, *Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk, rüşvet, irtikap, belytü’l-male uzanan çirkin ellerle çalkalanırken birileri çıkmış Isparta Müftüsüne ağızını açmış kuduz köpekler gibi salyasıyla hücum etmektedir. *Neymiş efendim Müftü efendi Diyanet Vakfı için gelir getirecek bir gayrimenkul almamalı ve kirasını da verdiği halde Din ve Diyanet teşkilatımızın şan ve şerefine yakışır bir yerde oturmamalıymış. *Sayın müftünün Isparta'dan önce görev yaptığı 5 yıl boyunca Çorum'da Türkiye Diyanet Vakfı'na çok kıymetli ve gelir getiren 12 adet gayrimenkul kazandırdığını herkesin bilmesini istiyoruz. Çorum'da kıyamet kopmazken Isparta'da niçin birileri dünyanın sonu gelmiş gibi bağırıp çağırıyor anlamak mümkün değil... *Biri sağdan, biri soldan ve bir diğeri de ortadan hücum tahtası haline gelen kıymetli Isparta il müftümüz Sayın Muharrem Biçer’e yapılan bu çirkin saldırılar karşısında su-pus olan iktidar partisi il başkanı Sayın Furkan Cem Er’e ise ne denmeli bilmiyor ve adeta akıl tutulması yaşıyoruz. *Bir diğer aynasız ise aynı cepheden Sayın Müftüye kem-küm şaralop edebiyatıyla birilerinin değirmenine su taşımaktadır. *Diğer taraftan sosyal demokrat dostlarımız ise Din ile Cemaziye’l-evvellerinde barışık olmadıklarından biraz daha insaflı o kadar da dikkatli tenkitlerle Sayın Müftümüz üzerinden Müslümanları incitmekte olduklarının farkındalar mı? bilmiyoruz… * Bunların zina yapan bir kadını Hz. İsa’ya getirenlere Hz. İsa’nın verdiği cevaptan da hiç haberlerinin olmadığını anlıyoruz. *Zira, Hz. İsa  (R.A.)zina yapan kadın için ;“hayatında hiç günah işlememiş bir kişi varsa bu kadını taşlasın” deyince ortada hiçbir kimsenin kalmadığı bir tarafa, sokağa bırakılan ölü bir köpeğin ortaya saçılan pis kokusuyla rahatsız olanlara görünen dişleri için; “dişleri ne güzel” diyen Hz. İsa’dan gayrı sosyalizm, demokrat ve “ne sağcıyım, ne solcu, futbolcuyum futbolcu” edebiyatı yapanlara yine de sözlerimiz var; ŞÖYLEKİ; *Her kim olursak olalım, sizin müftü(müz) üzerinden Müslümanlara hücum etme hakkınız yoktur. *Din ile varsa bir derdiniz hedef sapıtarak Müftü bey üzerinden laf cambazlığı yaparak, Diyanet Vakfı ve Teşkilatına dil uzatamazsınız. *Sizin hedef tahtası haline getirdiğiniz  Müftünün yanında ve arkasında ve her tarafında “Çelik Kubbe” Mehmet Ali Çelik’in olduğunu ve siz bu kafa ile giderseniz toplum içinde yerinizin olmadığını asla unutmayınız. *Şimdi size soruyorum: Osmanlı toplum anlayışında “ZİMEM DEFTERİ”nden haberiniz var mı? Ya da dini ve hayri ve dahi sosyal hizmetlerde kullanılmak üzere Diyanet Vakfı’na yapılan milyonlarca liradan haberiniz var mı? *Siz, Müftü efendiye dil uzatırken Diyanet Vakfına bugüne kadar hiç yardım yaptınız mı? *Ya da Filistin  (Gazze), Afrika, Asya ve diğer İslam ülkelerine ulaştırılmak üzere kesilen kurbanlardan hiç vekaletle kurban bağışladınız mı? *Daha kamuoyunun içine bile çıkarak, elini-kolunu sallayarak dolaşmaktan korkan ve vekil olduğuna kendisinin bile inanmakta zorlanan birileri de çıkmış fetva verircesine Müftü efendiye diğerleri gibi dil uzatmaktan utanmamakta ve sıkılmamaktadır. *Birileri de Davudi yapısıyla diğerlerine eşlik etmekteyken Bremen Mızıkacıları gibi olduğunun farkında mıdır? bilmiyoruz… *Sayın Müftüm ayrıca, sizinle uğraşanlar (çoğunlukla papazların gittiği) Danimarka çıplaklar kampına dönen sokaklarımızla uğraşsınlar istiyoruz. Değerli Ispartalılar, *Biz, müftümüze dil uzatanları asla sessiz kalmadık ve bundan sonra da sessiz kalmayacağız. *Müftümüze dil uzatanlar karşılarında bizi bulacaklarını unutmasınlar. *Hiç kimse Müftü üzerinden din ile savaşmasın, din düşmanlığına yeltenmesin. *Sayın Müftüm, İT ÜRÜR AMA KERVAN DA YÜRÜR . C.Allah’ın (C.C.) en kudsi makamında oturan birisi olarak, “Femen ya’amel miskale zerrati’n şerran yera, femen ya’amel miskale hayretin yera” ( Kim Zerrece Bir Şer İşlerse ya da Hayır Onun Karşılığını Bulur) Ayet-i celilesinde ifadesini bulan çalışmalarınızda Diyanet Vakfına kazandırdığınız lojmandan dolayı tebrik ve şükranlarımızı sunarız. *1947 yılına kadar hacc ibadetinin yasaklandığını, ezanın Türkçe okutulması için yasa çıkarıldığını, Fatih’in fetih sembolü Ayasofya Camisi’nin müze yapıldığını ve 1928’li yıllarda harf inkılabı ile adeta ülkede soykırımda sınır tanımayanlarla birlikte olanlara son sözümüz; *HERKES HADDİNİ BİLSİN *YA DA AYNAYA BAKSIN!’.. NOT: Sayın Müftüm, bundan sonra da cevabı lütfen Yaradan HAZA MİNTERAFİLLAH ‘a bırakınız… Mehmet Ali Çelik Küresel Akdeniz ve TİNGADER Türkiye Dergisi İmtiyaz Sahibi      TİNGADER (Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Gn.Bşk   e. Tarih Öğretmeni