SDÜ Hastanesinde görevli Sendika üyesine mobing iddiası

SDÜ Hastanesi’nde görev yapan ve aynı zamanda üniversite eğitimi gören sendika üyesi bir sağlık çalışanının, yasal çalışma saatleri dışında fazladan çalıştırıldığı ve eğitim hakkını kullanmasının engellenmeye çalışıldığını belirten Mahmut Ağun, söz konusu uygulamanın sadece sendikal haklara değil, aynı zamanda anayasal bir hak olan eğitim hakkına da açık bir saldırı olduğunu ileri sürdü. Sağlık-Sen Isparta Şube Başkanı Mahmut Ağun yaptığı açıklamada; "Sendikamızın yetkili olduğu sağlık kuruluşlarından biri olan Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama hastanesinde görev yapan üyemiz, aynı zamanda üniversite eğitimi görmekte olan bir sağlık çalışanıdır. Üyemizin, yasal çalışma saatleri dışında fazladan çalıştırılması ve eğitim hakkını kullanmasının engellenmeye çalışılması kabul edilemez bir durumdur. Bu haksız uygulamayı görüşmek ve üyemizin hakkını savunmak amacıyla, ilgili hastane müdürü Özgür Demir ile telefonla irtibat kurulmuş, “Sen kimsin, temizliğe veririm” şeklinde tehdit içeren ve devlet ciddiyetinden uzak bir üslupla konuşulmuştur. Görüşme, “Yarın yüz yüze görüşelim” denilerek sonlandırılmıştır. Ertesi gün yapılan yüz yüze görüşmede ise nezaketli ve çözüm odaklı yaklaşımımıza rağmen, hastane müdürü tarafından “Sen kimsin, hastane dışından birisine ne cevap vereceğim? Personelimi ezerim, eğitim öğretimin önemi yok; önce işini yapacak, vakit kalırsa okula gidecek” gibi kabul edilmesi mümkün olmayan, keyfi ve baskıcı ifadeler sarf edilmiştir. Bu tavır; yalnızca sendikal haklara değil, aynı zamanda anayasal bir hak olan eğitim hakkına ve insan onuruna açık bir saldırıdır. Bizler, üyelerimizin haklarını savunmaktan ve hukuksuzluklara karşı sessiz kalmamaktan asla geri durmayacağız. Eğitim hakkı, kişinin sadece bireysel gelişimi değil, toplumsal kalkınma açısından da elzemdir. Eğitim hakkının engellenmesi ve fazladan çalışmaya zorlanmak, hem Anayasa’ya hem de yürürlükteki iş ve kamu hukukuna aykırıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum hastane müdürünü keyfi uygulamaları sadece bir kişiyle sınırlı değildir. Bir çok çalışan da bu isimle ilgili ciddi sıkıntılar yaşamakta ve şikayette bulunmaktadır. Üniversite hastanesi gibi ciddi bir kurumda bu tür olaylar ve buna benzer olaylar sürekli yaşanmaktadır. Türkiye’de sayısı çok az olan jinekolog onkolog a keyfi ve kişisel sebeplerden dolayı kadro vermeyerek başka bir ile gitmesine sebep verilmiştir. İsparta’da yaklaşık 2500 kadın takipli hasta mağdur edilmiş ve tıbbi gereksinimlerine ve ihtiyaçlarına ulaşılması engellenmiştir. Aldığım bilgiye göre yaklaşık 45 kişi bir otobüs tutup buradan gönderilen jinekolog onkologa muayene olmak için farklı bir ile muayene olmaya gidecektir. KANSEV ve KADEM il temsilcilerine de bu konu hakkında duyarlı olmaya ve gerekli adımların atılması için göreve davet ediyorum. Bu tür nitelikli birimlerin ilimizde hizmet vermesi önem arz ederken böyle bir amatörlük kabul edilemez. Fakat üniversite hastanesinde geçtiğimiz aylarda da medyaya yansıdığı üzere temizlik konusunda sınıfı geçememiştir. Yapılan son açıklamalarda işkur üzerinden personel ile bu problemin çözüleceğini beyan edilmiştir fakat hala görmekteyiz ki üniversite hastanesinde bir sağlık kuruluşunda en önemli hijyen ve temizlik olması gerekiyorken kötü bir vaziyette; Buradan Süleyman Demirel Üniversitesi rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Saltan’a şunları sormak istiyorum. "Sayın rektörüm şehrimizin gözbebeği olan sağlık kurumunda bunlar yaşanırken siz ne yapıyorsunuz. Tadilata soktunuz yeni rektörlük binasının koltuklarını seçmekle mi meşgulsunuz. Bu işler acısı ve vatandaşı mağdur eden durumlar yaşanıyorken siz ve kıymetli yardımcılarınızı göreve davet ediyorum. Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi’nde peçete dahi bulunamıyorken bu yapılan harcamaların israf olduğunu düşünüyor gerekli mercilere gereğini yapması için çağrıda bulunuyorum. Biz Sağlık -Sen olarak ülke genelinde yaklaşık 300.000 üyesi olan bir aileyiz. 23 yıldır sayın cumhurbaşkanımız tarafından sağlık alanında dünyaya örnek olacak adımlar atılmışken Türkiye 100 yılında bu olayların yaşanmasına sessiz kalan şehrimizin yöneticilerini ve siyasileri de göreve davet ediyorum .maalesef bu işler acısı durumdan dolayı üzüldüğümüzü ifade etmek istiyorum. Buradan açıkça ilan ediyoruz: Üyelerimize yönelik bu keyfi uygulamaların ve baskıların takipçisi olacağız. Yetkili makamlara gerekli hukuki başvurular yapılacaktır. Tüm kamuoyunu, çalışanların anayasal haklarına ve sendikal faaliyetlerin meşruiyetine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Sağlık emekçileri, baskı ve tehdit ile değil; saygı ve hakları korunarak motive edilir. Sendika olarak, her koşulda üyelerimizin yanında durmaya devam edeceğiz”.