Türkiye’de Doğurganlık Hızı Tarihin En Düşük Seviyesinde

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı son veriler, ülkenin demografik yapısında dikkat çekici bir değişimi gözler önüne serdi. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de doğurganlık hızı 1,48’e gerileyerek tarihinin en düşük seviyesine indi. Bu rakam, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,10’un oldukça altında kalıyor. Doğurganlık hızındaki bu dramatik düşüş, Türkiye'nin gelecekte karşı karşıya kalabileceği ekonomik ve sosyal sorunların habercisi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, genç nüfusun azalmasının iş gücü piyasası, sosyal güvenlik sistemi ve eğitim yapısı üzerinde uzun vadede ciddi etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çiftler arasında çocuk sahibi olma eğiliminin giderek zayıfladığı gözlemleniyor. Ekonomik belirsizlikler, kariyer planlamaları, konut sorunları ve yaşam maliyetlerindeki artış, çocuk sahibi olmayı erteleyen ya da tamamen vazgeçen ailelerin sayısını artırıyor. Demografi uzmanı Prof. Dr. Ayşe Karaman’a göre, bu gidişat Türkiye’nin yaşlanan nüfus problemiyle daha erken karşı karşıya kalmasına yol açabilir. Karaman, “Doğurganlık hızının bu seviyeye düşmesi, nüfusun küçülme ve yaşlanma sürecinin hızlanması anlamına geliyor. Bu da sağlık hizmetlerinden emeklilik sistemine kadar pek çok alanda ciddi reform ihtiyacını gündeme getirecek” diye konuştu. Hükümetin aileyi destekleyici politikalarının artırılması gerektiğini savunan uzmanlar, doğum teşvikleri, kreş imkanları, esnek çalışma modelleri gibi uygulamaların yaygınlaştırılmasının doğurganlık oranlarına olumlu yansıyabileceğini belirtiyor. Türkiye’nin doğurganlık hızındaki bu gerileme, sadece bugünün değil, geleceğin de en önemli toplumsal meselelerinden biri olma yolunda ilerliyor.