ÜLKEMİZDE (ve ISPARTA’DA ) ÇOK KATLI BİNALAR ve DEPREMLER
ÜLKEMİZDE (ve ISPARTA’DA ) ÇOK KATLI BİNALAR ve DEPREMLER
.
.
GÖKDELENLER ve YIKILAN YUVALAR
6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 10 ilimizi yerle bir eden 7.8-7.6 şiddetindeki asrın felaketi olarak deprem bilimcilerince ifade edilen depremlerden sonra tüm gözler Türkiye’de çok katlı yada gökdelen(ler) olarak adlandırılan binalara çevrildi.
Kapitalist sistemin acımasız ve doyumsuz kimlik kazandırdığı insanlar ve inşaat sektöründe uğraşan birtakım müteahhitler (yükleniciler) şimdi deprem bölgesinden yurtdışına kanunlardan paçayı kurtarmak için sıvışırken yakayı ele verirlerken görevlendirilen yüzlerce savcı deprem yönetmeliğine uymayanların peşine düşmüş bulunmaktadır.
Gümrükler ve havaalanı meydanlarında kaçmak üzereyken yakalanan inşaat hırsızları bazı müteahhitler için yasal süreç şimdiden başlatılmıştır.
Onbinlerce insanımızın canına kast eden ve yine milyonlarca insanımızın yerinden ve yurdundan mahrum kalmasına sebep olanlardan elbet devletimiz hesap soracaktır.
Varsa kontrolör hırsızları, demir, çimento hırsızları, statik hesap hatası yapanlar için asırlarca kalıcı ve ibret alacak cezaların verilmesi döneminin başlaması ve başlatılması için kimse geri adım atmamalıdır.
“Biz onların her birini günahlarıyla yakaladık. Onlardan kiminin üzerine taş dolu kasırgalar gönderdik, kimini, şiddetli bir ses yakaladı, kimini, yerin dibine geçirdik ve kiminide suda boğduk. Allah onlara zulüm etmedi ancak onlar kendilerine zulüm ettiler” ilahi hükmü asırlarca insanlığa cihan peygamberiyle tebliğ edilmiş olmasına rağmen ne insanlık alemi ve nede milletler ailesine hizmet adı altında konut üreten sektör yetkililerinin kulağına küpe olmamıştır.
“Dünyayı isteyen ilim öğrensin, ahireti isteyen ilim öğrensin. Hem dünyayı ve hem ahireti isteyende yine ilim öğrensin” (Ayet-i Kerime)
DEPREM DEĞİL, BİNA ÖLDÜRÜR.
Eğer Mimar Sinan’ın yaptığı yüzlerce, binlerce han, hamam, saraylar, ibadethaneler ve binalar asırlarca (yaşadıkları çok sayıda depreme rağmen) hala ayaktaysa ve günümüze kadar en sağlam ve depreme dayanıklı eserler olarak varlıklarını devam ettiriyorsa herkesin çok iyi düşünmesi gerekmez mi?
NİÇİN KOCA MİMAR, MİMAR SİNAN TÜM OKULLARDA (Üniversiteler dahil) OKUTULMAZ?
Adeta büyük bir fay hattı üzerinde yüzen Anadolu coğrafyasında yaşadığımız depremler karşısında alınan ve alınacak tedbirler hakkında Devlet yetkililerinin çok önemli radikal kararlar almasının zarureti ortada değil midir?
Düz demir yerine burgulu demir kullanmayanlar hakkında bugüne kadar nasıl tedbir aldık? Kontroller yeterli midir?
Yapı Denetimleri 2013’den beri sektör haline gelmişse Devlet yetkilileri Yapı Denetim şirketleri için yeterli denetimler yapmış mıdır.? Yeterli demir kullanılmış mıdır?
Yapılan inşaatlarda 10-12 yada 14 çaplı demirler kullanması gerekirken ahlaki değerlere uyulmuş mudur?
Yani müteahhit(ler) hırsızlık yapmış mıdır? Bir binaya 30 ton demir yerine 10 ton demir kullanmışsa yada 40 cc’lik beton yerine 25-30 cc’lik beton kullanmış mıdır?
Çok para kazanma hırsını sınır tanımaz bir alışkanlık haline getiren kimi müteahhitler Kur’an’da ibretlik bir hikaye olarak anlatılan ve hazinelerinin anahtarlarını 70 deve yükünün bile taşımakta zorluk çektiği Karun olmak için her türlü hile, hırsızlık, üçkağıtçılık peşinde koşan, verdikleri rüşvet(ler)le yolunu bulanlar varsa Devlet yetkilileri bugüne kadar yeterli denetimler yapmış mıdır? Yapmamış mıdır? sorusunu milletimiz adına sormak istiyoruz.
BİZİM MUCİZELERE NE KADAR İHİYACIMIZ VAR?
Devletimiz tüm birimleriyle (AFAD, UMKE, KIZILAY vd.) asrın felaketi deprem bölgesinde 24 saat (gece-gündüz) büyük bir mücadele verirlerken yaşadığımız mucizeler karşısında duygulanmamak elde değildir. Ancak, bizim yaşadığımız mücizelerden önce yapmamız gerektiğine inandığımız tedbir yada tedbirsizliğe ne denmelidir?
“SİYASET, BİR TEHLİKE MEYDANA GELMEDEN TEDBİR ALMA SANATIDIR”( Nizamü-l Mülk)
3 ayrı Selçuklu hükümdarına vezirlik yapan ünlü Selçuklu Veziri Nizamü-l Mülk, Siyasetname adını verdiği ünlü eserinde asırlar ötesinden bize bugün ve yarın yaşadığımız ve yaşayacağımız her türlü siyasi, ticari, sosyal ve kültürel olaylar öncesinde bize ders(ler) vermektedir.
Niçin Mimar Sinan’ın inşaat temellerinde kullandığı yaylı, raylı sistem günümüzde (sismik izelatör) yeteri kadar bilinmemekte veya niçin uygulanmamaktadır sorusunu tüm mimarlarımız, mühendislerimiz ve inşaat sektöründe uğraş verenlere sorman istiyoruz.
İnsan canı bu kadar ucuz değilse Devletimiz ilgili organlarının bu depremden çıkaracakları tarihi derslere uygun tedbirler almalıdır diyoruz.
Tüm çok katlı binaların röntgen(ler)i çekilmelidir.
Kefenin cebi olmadığına göre biz çok para kazanmak için niçin şeytanla işbirliği yaparak onbinlerce insanın katili olurken bizim vergilerimizle ortaya çıkan Devlet bütçesinin sırtına korkunç bir yük getiren zararların son bulması için gün tedbir alma, çare üretme günüdür.
Türkiyede’ki tüm çok katlı binalarda yaşayan insanlar bugün acaba nasıl bir psikolojik travma içerisinde milyonlarca lira vererek edindikleri evlerinde oturmaktadırlar? sorusunun cevabının bir an önce verilmesi gerektiği inancındayız.
Devletimiz en azından Türkiye’deki (81 il ve ilçeler) tüm çok katlı binaların sil baştan kontrollerini yapmalı, beton, demir, yeterli malzeme ve statik hesaplarının çok ciddi olarak gözden geçirilmesinde gecikmemelidir inancında olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Aksi halde hiçbirimiz bundan sonra meydana gelecek depremlerde karşılaşacağımız can ve mal kayıplarının vebalini vermekte C.Allah’a karşı sorumululuktan kurtulamayız.
Yapılacak denetimlerle güçlendirilmesi gereken binalar için şimdiden köklü çözümler üretilmeli yada Devletimiz bu binalar yıkılmadan önce yıkmalıdır inancındayız.
Ayrıca sahtekarlara göz yuman Yapı Denetim firmaları, kontrolörlere ve yüklenicilerede yasal işlemler başlatılmalıdır diyen ilgililere bizde hak veriyoruz.
Böylelikle bunlar hakkında taksirli ölüme sebep verme ve yaralanmaya nedenoldukları için Cumhuriyet savcılarımızın harekete geçmelerinin zemininide şimdiden hazırlamalıyız inancındayız.
İhmal suçu işleyenler için milletimizin beklediği caydırıcı müeyyidelerin uygulanması dönemide böylelikle başlatılmış olmalıdır.
Isparta’da ve diğer tüm illerimizde de yapılan çok sayıdaki çok katlı binalar tek tek kontrol edilerek varsa ihmal suçu ortaya çıkarılmalıdır.
Karotlarla her binadan alınan numuneler laboratuvarlara tahlil ettirilmelidir. Kimsenin ekonomik gücüne bakılarak ayrıcalıklı muamele yapılmamalıdır.
Son yıllarda yerden ot biter gibi ortaya çıkan çok katlı binalar dönemine son verilmelidir.
Son depremde 3 m. kayan demiryolu coğrafyasında hangi binayı yaparsanız yapın dayanması ve yıkılmaması en büyük mucize olurdu. O nedenle ülkemiz coğrafyasında yapılacak tüm binaların çok yönlü önlemlerle yapılmasına izin verilmelidir inancındayız.
Bugün hileli inşaat yapan suçluya merhamet etmek en büyük cinayet haline gelmiştir.
Hiç kimse, hiçbir suçluya ortak olmamalıdır, azmettirici, yardım ve yataklık yapmamalıdır.
Hem Dünya, hemde Ahiret’tede C. Allah’a karşı hesap vereceğini unutmayan Devlet yetkilileri ile tüm özel sektör yetkilileri ve tarihi sorumluluklarını hatırlatarak işini düzgün yapan ve haksız kazanç peşinde koşmayan tüm yetkili ve ilgililerede bizden selam olsun.
BUGÜN NELER YAPILMALIDIR?
1-Türkiye’deki yapı stoğu gözden geçirilmelidir. Yani eski ve yeni binalar tasnif edilmelidir.
2-Tüm eğitim sistemimiz gözden geçirilmelidir.
3-Üniversitelerin alt yapısı eksik yapı inşaat bölümleri kapatılmalı yada yeterli hale getirilmelidir.
4-Acemi ve deneyimi olmayan mühendislerle çalışılmamalıdır. Onların imzaları kullanılarak inşaat yapılmamalıdır.
5-Yapıların her aşamasında testler yapılmalıdır. Kullanılan malzemelerin projenin tamamına uygunluğu test edilmelidir.
6-Sosyal medya üzerinden milletimizin duygularını sömürenlere izin verilmemelidir.
7-İnşaatların, inşaat yönetmeliğine uygunluğuna göre yapılması sağlanmalıdır. Çok basit çekiç darbeleriyle dağılan betonlara göz yumanlar için hukuki ve cezai müeyyideler tavizsiz uygulanmalıdır.
8-Deprem güvenliğimiz kapsamlı halde getirilmelidir.
9-İllerimizin deprem analizleri yapılmalıdır.
10-Depremle ilgili daha önce yapılan ve yapılmakta olan uyarılar ciddiye alınmalıdır.
11-Depreme hazırlıksız yakalanan milletimize her türlü destek verilirken birlik ve beraberliğimize kasteden her türlü provakasyonlara karşı yeterli önlem alınmalıdır.
12-200 m uzunluk ve 30 metre derinlikte yarılan deprem coğrafyası karşısında ne yapacağımız gözden geçirilmelidir.
13-Açığa çıkan enerji 500 atom bombasına eşdeğerdedir. O nedenle insaf ve vicdan sınırlarını zorlayan açıklamalardan uzak kalınmalıdır.
14-Bu büyüklükteki depremler 1000 yılda bir olduğu uluslararası deprem uzmanları tarafından dillendirildiğine göre alüvyonlu arazilerde zemin etüdü yapılsa bile kim kimi kandırmakta ve o toprağa bina yapılmakla kim kime ne diyecektir sorusunun cevabı askıda kalmaya mahkum bırakılmamalıdır.
15-Kolonlara yerleştirilen sismik izelatörler her türlü depreme karşı binaları korumakta olduğuna göre Devletimiz bu konuda yeterli destek ve hukuki düzenleme(ler) yapmalıdır.
16-Bundan böyle büyük, çok katlı binalarda sismik izalatörler zaruri hale getirilmelidir.
17-2012 yılında çıkarılan “Kentsel Dönüşüm Yasası”nın yeniden gözden geçirilerek aksayan ve uygulamada büyük zorluklar içeren hükümler acilen ortadan kaldırılmalıdır.
18- Çocuklar ve yaralılar için her türlü sağlık önlemleri alınmalıdır.
19- Depremde ve sonrasında ortaya çıkan sorunların çözümü için Devlet hiçbir fedakarlıktan kaçınmamalıdır.
20- Milletçe ortaya çıkan birlik ve beraberlik ruhunun canlı tutulması için Devlet(imizin) rehberlik görevinde varsa aksayan yanları çok acil olarak giderilmelidir.
21- Türkiye üzerinde depremi fırsat bilen iç ve dış hain odaklarına göz yummamalı, gerekirse ”Olağanüstü Hal Yasası” kapsamında yeni tedbirler alınmalıdır.
23- Deprem nedeniyle kimin dost veya düşman olduklarının çeteleri sağlıklı olarak tutulmalıdır.
24- Milletimiz için asrın felaketi olarak yaşadığımız depremden çok daha güçlü bir Türkiye’nin inşasının mümkün olduğu kanaat ve düşüncesinin hayat bulacağından ödün verilmeyeceği ısrarla ve devamlı olarak ortaya konmalıdır.
DEPREMİN ALTINDA KALAN BİR MUHALEFET GÖRMEK İSTEMİYORUZ!..
Milli uyanış ve direnişin zirve yaptığı ve ayağa kalkan bir millet karşısında yardım adı altında uçak (savaş) gemisini Ege açıklarına (sınırlarımıza) kadar gönderen ABD’nin Türkiye’yi işgal etme hevesleri kursağında kalacaktır.
Zira bu millet Gezi olaylarında ve hain FETÖ darbe girişiminde Devletiyle bir mıknatıs gibi kenetlenerek, iç ve dış hain ülke ve millet düşmanlarına haddini bildirmiştir.
Onun için ABD’nin ülkemizdeki depremi NATO müttefiki sıfatıyla ve kisvesiyle ülke yönetimine el koyma niyetininde asla gerçekleşmiyeceğini kamuoyu adına ilan ediyoruz.
Türkiye’de Devleti yöneten iktidarın her yaptığına muhalafet etmekten geri adım atmayan ittifak partililerinin bu deprem altında kalmasını asla istemiyoruz.
Mehmet Ali ÇELİK
Küresel Akdeniz İmtiyaz Sahibi
TİNGADER (Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Gn. Bşk.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.